16 Eylül 2015 Çarşamba

HAZERFEN AHMET CELEBI VE BILIM INSANLARI

" Bin  Fenli " Ahmet Çelebi,  galata  kulesı'nden Uskudar, Doğancılar yokusuna  kadar  uçmustu. ve ayak bastıgı yerde simdi bir ilkokul var.Ne yazıkki osmanlı padısahı 4. murat tarafından 32 yasında iken olduruldu..
 Ne yazık kı  Dinden  para  kazananların işine gelmiyor matematik veya bilim insanları...





HAZARFEN AHMET ÇELEBİ

Osmanlı Devleti zamanında yetişen ve dünyada ilk olarak uçmayı başaran Türk bilginidir. Ne zaman ve nerede doğduğu bilinmeyen Ahmet Çelebi'nin hayatı hakkında malûmat yok denecek kadar azdır. Padişah IV. Murat döneminde İstanbul’da yaşamıştır; ama yaşamı hakkında yeterli bilgi yoktur.Evinde çeşitli konularda deneyler yaptığı, geniş bilgi sahibi olduğu, bu yüzden de halk tarafından kendisine “bin fenli” anlamına gelen Hezarfen şanı verildiği bilinmektedir.1623-1640 yılları arasında saltanat süren Sultan Dördüncü Murat zamanında yaşamış olup meşhur gösterisini yine bu Sultan huzurunda yapmıştır.
Fen alanındaki geniş bilgi ve tecrübesi ile halk arasında "Hazarfen" yani bir fenli diye bilinen Ahmet Çelebi; araştırma yapmaktan yılmayan,yiğit, akıllı ve bilgili bir kişiydi. Hazarfen Ahmet Çelebi'den önce havacılık tarihinde ilk olarak ünlü bir Türk bilgini olan İsmail Cevheri; kollarına kanat takarak ilk uçma denemesini yapmışsa da bu deneme ölümle sonuçlanmıştı. İlk uçan Hazarfen Ahmet Çelebi, bu Türk bilgininin hayatını ve neden başarısızlığa uğradığını iyice inceledikten sonra aynı düşünceyi gerçekleştirmek için harekete geçti. Bilhassa hava akımları ve kuşların uçuşunu inceleyerek çalışmalarını geliştirdi.
Nihayet tarihi uçuşunu yapmak üzere Okmeydanı'na gelen Ahmet Çelebi’yi seyreden Sultan Murat Han da Sarayburnu'ndaki Sinan Paşa Köşkü’nde yerini almıştı. İbtida Okmeydanı'nın minberi üzere rüzgarın şiddetinde kartal kanatlarıyla sekiz, dokuz kere havada pervaz ederek talim etmiştir. Daha sonra Galata Kulesi’nin en yüksek noktasına çıktı ve kendini boşluğa bırakıverdi. Kalk dehşet içinde manzarayı seyrediyordu.
Sultan Murat Han Sarayburnu'nda Sinan Paşa Köşkü’nden temaşa ederken, Ahmet Çelebi Galata Kulesi’nin zirvesinden lodos rüzgarlarıyla uçarak Üsküdar'da Doğancılar Meydanı'na inmiştir. Bu başarısından dolayı Dördüncü Murat Han kendisine bir kese altın ihsan etmiştir Ama elinden her iş gelebilen ve uçabilen bu adamın korkulacak bir kişi olduğu yargısına vararak onu Cezayir’e sürdü. Hezarfen Ahmet Çelebi yaşamının geri kalan bölümünü burada geçirdi.
Türkiye Cumhuriyeti P.T.T. İdaresinin 17 Ekim 1950 Tarihinde İstanbul’da toplanan Milletlerarası Sivil Havacılık Kongresi için çıkardığı üç hatıra pulundan Zeytuni yeşil-mavi renkli 20 kuruşluk olanın taşıdığı temsili resim, Hazerfen'in Galata Kulesi’nden Üsküdar'a uçuşunu tasvir etmektedir.

NEDEN "HAZARFEN" DENİLDİ ?
Türk mucidi, Teknik ilimlerdeki bilgisi yüzünden "Hazarfene, bin fen'e, bin teknik bilgiye sahip " lakabını kazandı. IV Murat’ın (1623-1640) huzurunda kanat takarak Galata Kulesi’nden kendini bırakıp Üsküdar'da Doğancılar meydanına indi. Tarihin mühim planör tecrübelerinden sayılır. Bugün de bunun bulunduğunu Yüksek Uçak Mühendisi Yavuz Kansu, eoradinamik formüllerle ispat etmiştir

11 Temmuz 2015 Cumartesi

ISCI - HAVUZ PROBLEMLERI

Isci ve havuz  problemlerinde su formulu  kullanıyoruz. 

 ( birim zamanda yapılan is) x ( süre )=( yapılan is)


************









1... Ahmet bir işi tek basına 21 gunde, mehmet ise 28 gunde tamamlamaktadır.İkisi birlikte çalıstıklarında işi kaç günde tamamlarlar?









2... Ali bir işi tek basına 15 saatte, Oguz aynı işi 6 saatte yapmakyadır.
İkisi birlikte 2 saat calıştıktan sonra oguz işi birakıyor.İşin kalan kısmını Ali kaç günde tamamlar?





3.... Eşit kapasiteli 2 şcibir işi birlikte 12 gunde tamalamaktadır.
İşçilerden biri kapasitesini %40 azaltır, diğeri %20 artırırsa işin 3/4 unu kaç gınde tamalarlar?







28 Ocak 2015 Çarşamba

" e " SAYISI NASIL KESFEDİLDİ ?

Matematiğin  gizemli  sayıları  pi ,e ve fi sayısı yani altın oran  ...

Milyonlarca  m3 toprağın altında çıkarılmayı bekleyen binbir değerli  elmas gibi düşünürüm  ben  onları.... 
başka varmıdır acaba? 

 neden pi ve e ,  3 sayısının komşuluğunda yer alır?

( fi sayısı=1,6 ise  2 nin komşuluğunda)

Kesfedilmesi  tesadüf  sonucu olan  " e " sayısının  hikayesi.....



        *                                   *                                      *

Temel kaideleri ifade etmeye yarayan yapıtaşı mesabesindeki sabit sayılar, birçok bilim dalında kullanılır. Kâinatta umumî bir âhenk ve hassas bir ölçü olduğunun işaretlerini veren bu sabitlerden bazıları; gizemli π ve "e" sayılarıdır. π neredeyse 4.000 yıllık duruşuyla en parlak sayı olsa da, onu bile imrendirecek hususiyetlerle donatılmış "e" sayısı da çok dikkat çekicidir. Bu sayı, kuantum fiziğinden ekonomiye, nano teknolojiden uçak mühendisliğine kadar pek çok sahada, ya logaritmanın (logex = lnx) tabanında yer almakta veya doğrudan kullanılmaktadır. "e" sayısının hayretengiz özelliklerinden biri, y = ex fonksiyonunun türevinin kendisine eşit olmasıdır. Nehirlerde kirlilik yoğunluğunun düşürülmesi, nüfusun tabiî artışı-azalışı, ev içi sıcaklık dağılımı, roketin uzaydaki hızının belirlenmesi, ilâcın kanda emilme seviyesinin ölçülmesi gibi günlük hayatımıza doğrudan akseden hâdiseleri açıklayan matematik modellerde, "e" sayısı vazgeçilmez hâle gelmiştir. Ayrıca, gök cisimlerinin atmosferindeki tabakaların kalınlığını hesaplarken astrofizikçilerin kullandığı formüle bakınca "e" sayısını görürüz: 









*                                 *                                  *









 e sabitine dolaylı olarak ilk değinen İskoç matematikçi John Napier olmuştur. Napier, 1618'de logaritmalar üzerine yayımladığı bir kitabın ekinde, e sabitini kullanarak bazı hesaplar yapmıştır;fakat sabitin kendisiyle fazla ilgilenmemiştir. e sayısını gerçek anlamda ilk keşfeden Jakob Bernoulli olmuştur. Bernoulli, e sayısını 1683'te birleşik faiz problemini incelerken keşfetmiş ve bu sayının yaklaşık değerini hesaplamıştır. Sabite e ismini veren ise İsviçreli matematikçi Leonhard Euler'dir. Euler ilk olarak 1731'de Christian Goldbach'a yazdığı bir mektupta bu sabitten "e sayısı" diye bahsetmiştir. Euler öncesi ve sonrasında bu sabit için b ve c harfleri de kullanılmışsa da sonuçta kabul edilen isim e olmuştur.
Euler e sayısını, virgülden sonra 23. basamağına kadar hesaplayabilmiştir. Günümüzde ise e sayısının milyarlarca basamağı bilinmektedir. e,nin irrasyonel bir sayı olduğu Euler tarafından,aşkın bir sayı olduğu ise Fransız matematikçi Charles Hermite tarafından kanıtlanmıştır.




kaynak:sızıntı dergisi: http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/hayretengiz-sayi-e-eylul-2014.html